Mustafa Yanık
  Güncelleme: 29-04-2024 21:31:00   29-04-2024 21:18:00

'Dijital vasiyet’ öncelikle hallet!

Sosyal medya platformlarından birini kullanmayanımız neredeyse hiç yok. Çocuktan yaşlıya her yaştan kişi çağımızın bu süper kullanımına bir yerinden takılmış gidiyoruz.

Özel hayatımız ve fotoğraflar ortalığa saçılacak kadar olmasa da sıkça arkadaş gruplarına veya herkese açık sunulmakta.

Son günlerde bu bağlamda dünyada düşünce kulüplerinden akademik çevrelere kadar ilginç bir tartışma sürmekte.

BBC Türkçe’de yer alan ortak bir yorumda bugüne kadar ortaya konulmayan gelişmeler üzerinde durulmakta.
Merkezi İngiltere olan yardım kuruluşu Marie Curie'den Sarah Stanley'e göre, insanlar sadece öldükten sonra sosyal medya hesaplarına ne olacağını değil, elektronik ortamda var olan tüm verilerine ne olacağını da düşünmeliler.
Stanley, "dijital ortamlardaki fotoğraf ve videolarımız pek çok anı taşıyor" diyerek, konuyu dijital mirasa getiriyor.
Stanley, sözlerine şöyle devam ediyor: "İnternette bankacılık işlemleri yapmak da çok yaygın. Ayrıca online oyunlar giderek daha da popüler hale geldi ve insanlar kendi avatarlarını yaratarak kendilerine bir çevrim içi yaşam alanı kurmak adına zaman ve çaba harcıyorlar. Dolayısıyla dijital miras, sosyal ağlardan ibaret değil."
Öldükten sonra sosyal ağlardaki hesaplarımıza ve diğer verilerimize ne olacağına dair şu soruları kendimize sormamız gerektiğini söylüyor:
"Bir yakınınızın sosyal medya hesaplarınızın yönetimini eline almasını mı istiyorsunuz; yoksa yalnızca bu hesap üzerinden hatırlanmayı mı? Dijital ortamdaki fotoğraflarınızı bir dijital albüm halinde çocuklarınıza bırakmayı mı tercih edersiniz yoksa fotoğrafları bastırarak bir albüm halinde bırakmayı mı? Dijital miras, üzerinde düşünmemiz ve konuşmamız gereken bir konu."
İşin burasında akıllara ister istemez “öldükten sonra internet hesaplarımıza ne olacak?” sorusunu getiriyor.
Öyle ya Dünyada milyarlarca insan sosyal medya platformlarını kullanıyor. Dolayısıyla bir kullanıcı öldüğünde sosyal medyadaki varlığına ne olacağı konusu önem taşıyor.
Mevcut durumda sosyal medya hesapları, bir aile yakını ilgili platforma kişinin öldüğü yönünde bilgi verene dek canlı ve aktif kalıyor.
İngiliz Hayley Smith, kanserden ölen eşinin sosyal medya hesaplarıyla ilgili ne yapacağını bilemediğini söylüyor.
"Eşimin öldüğünü bilmeyenler hâlâ doğum günlerinde Facebook duvarına kutlama mesajları yazıyor. Hoş değil" diyen Hayley, eşinin hesabını bir anma sayfasına çevirmeye çalışmış.
Eric Rash(15)  intihar ettiğinde ailesi ve arkadaşları nedenini anlamak için araştırmaya girişirler. Eric'in Facebook hesabına bakmak isterler. Eric'in şifresini tahmin edemeyince Facebook'a başvurup yardım isterler. Facebook, hesap sahibi dışında birine hesaba girme izni vermenin, mahremiyet politikası ihlal edeceği gerekçesiyle bu isteği reddeder. Rash ailesi mahkemeye başvurur fakat "dijital varlıklar"ın idaresi sorununa el atan herhangi bir yasal düzenleme olmadığını görünce sonuç alamaz.
Bu durum internetin ölüm durumlarını ele almada hazırlıksız olduğunu göstermekte.
İnternet sitesi Digital Beyond'dan Evan Carroll, "Hayatımız boyunca kaydettiğimiz dijital veriler fiziksel verilerden çok daha fazla. Ama bu verilere ölüm sonrasında ne olacağı sorusunu hala ciddiye almıyoruz" diyerek soruna parmak basıyor.
Buna rağmen dijital kimliklerimizi neden bilinmeze bırakıyoruz? Bunda internet kullanıcılarının büyük bölümünün ölümü düşünmeyecek kadar genç olmasından kaynaklanıyor.
Nüfus yaşlandıkça "dijital vasiyet" hazırlama sorunu da, daha fazla güncellik kazanıyor.
İnternette kayıtlı bütün hesaplarınızın giriş bilgilerini belirlediğiniz bir kişiye bırakma olanağı sağlayan Cirrus Legacy adlı şirketin kurucularından Paul Golding, "Binlerce kişi kayıt yaptırdı. İnsanlar ne çok şey kaybedeceklerinin farkına varıyor" diyor.
Digital Beyond'dan Evan Carroll, internetteki bütün hesaplarınızı şifreleriyle birlikte bir kağıda yazıp güvendiğiniz bir insana teslim etmenizi salık veriyor. "Pekçok kişi internette önemli bir şeyi bulunmadığını söylüyor. Ama hangi bilginin, günün birinde aileniz açısından değerli hale geleceğini bilemezsiniz." diyor Carroll.
İngiltere Dijital Miras Derneği kurucusu James Morris, herkese verilerinin yedeğini alması önerisinde bulunuyor. Nitekim Facebook'ta bütün bir fotoğraf ve video arşivini indirmek ve bir aile üyesine bunları iletmek mümkün.
Morris, bir gün ölümcül bir hastalığı olduğunu öğrense ne yapacağını şöyle açıklıyor:
"Eğer Facebook'ta hesabı olan genç bir çocuğum yoksa, önce fotoğraf ve videolarımı indiririm, özel mesajlarımı silerim (çünkü çocuklarımın bu mesajları görmesini istemem), sonra da beğendiğim fotoğraflarımı bir yerde toplar ve her biri için kısa bir yazı ya da hikaye yazarım."
Platformların ölüm hallerinde sunduğu seçenekleri kamuyla açıkça paylaşarak aile bireylerinin işini kolaylaştırmasının önemine dikkat çeken Norris, "Herkes bu yöntemlerden haberdar değil" diye de ekliyor. (Kaynak Facebook, Getty Images)
Sözün özü:
Hayatımızı dijital ortamda ifşa etmemize rağmen, ölüm halinde bu hesaplarımızın kaderi ile ilgili hazırlıklarımız pek yok.

  Bu yazı 591 defa okunmuştur.
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI nisbar giriş betnis giriş yakabet giriş